Öncelikle bu başlığı, yazıyı
okuyanların da benim gibi “şehir içi sürücüleri” olduğu varsayımından yola
çıkarak attım. Yani dağda bayırda değil de, bisikletini sürebileceği tek alanı
asfalt zemin ya da muhtelif kaldırımlarla sınırlı olanlara gelsin bu yazı. Bana
da gelsin yani. İlk olarak çok da araştırmaya gerek olmadan, biraz mantık
yürüterek kendi kendimize alabileceğimiz önlemlerden bahsedelim. Tabi bunu
yaparken de sizin de benim gibi bisikletle en son temasınızın çocukluğunuzda
olduğunu varsayıyorum.
Şimdi, öncelikle daha az araba
geçiyor diye bisikleti aldığımız gibi dar sokaklara girmek gibi bir hata
yapmamak lazım bana kalırsa. Çünkü hem biz bisiklete hem de bisiklet bize
alışana kadar bacaklarımız titreyecek belki, belki ellerimiz… Belki gözümüz
sadece direksiyonda olacak, çevremizde olup bitenleri göremeyeceğiz. İlk
tümsekte, ilk gireceğimiz küçük çukurda ya da yanımızdan geçen ilk arabadan
hemen panik yapacağız, bu açık. Hele o panikle direksiyon hakimiyetini kaybedip
kendimizi yanımızdan geçen arabanın altında, üstünde bulup yüzümüze lastik izi
deseni işletebiliriz, aman diyim! (: Bir de Mark Twain’in bir sözü var ki
evlerden ırak; “Bir bisiklet alın. Hayatta kalabilirseniz, pişman olmazsınız.” O
sebeple daha erken yaşta bisiklet yoluna gitmemek için, daha park gibi, daha
yürüyüş yolu gibi alanlarla işe başlamak en güvenlisi olacak sanırım.
Örneğin ben bir Kadıköy sakiniyim
ve bu blog sayesinde yapacağım araştırmalarla alacağım doğru bisikleti, önce
Moda sahile süreceğim. Sakin sakin, tin tin yürürüm oralarda. Gün gelecek kıta
da değiştireceğim, biliyorum, eminim.
Ama şimdilik temkinli olmak en
iyisi. En azından Twain’i haklı çıkarmak için…
Çok fazla tedirginliğin var. Elbette ki bisiklet sürmek yetişkinler için çocuk oyuncağı olmanın çok ötesinde dikkat gerektiren bir hobi. Sonuçta bisikletinle mahallede ya da apartmanın önünde gezmeyeceksin. Önce kısa mesafeli turlar yapacak ve güçlendikçe mesafeyi uzatacaksın. Zamanın olduğu sürece farklı illerdeki bisiklet turlarına katılacaksın vs. vs. Ama dediğim gibi diğer yazılarını da okudum çok fazla tedirginlik gördüm. Yazılarındaki bu tedirginlik (yanlış anlama)bisiklet sürmeyi çok isteyen ancak fiziksel bir engeli olan biri olduğunu düşündürdü bana. Tabiki de "Türk matnığıyla hareket edip, bana bir şey olmaz, hallederiz" deme ama bu kadar da tedirgin olma. Tüm bunları 10 günlük bir araştırmayla kendisine uygun bisikleti alıp hemen sürüşlere başlayan biri olarak tüm samimiyetimle söylüyorum. Aldım ve senin yazılarında belirttiğin tüm güvenlik tedbirlerini alarak (kask, aydınlatma, yol dikkati vb.) tüm sürüşlerimi gece şehirler arası yolda yaptım (gündüzleri iş var malesef) yani uzun lafın kısası al ve bin tedbirli ol, temnkinli ol, dikkatli ol, ama tedirgin olma. Al ve bin. Şimdiden iyi sürüşler.
YanıtlaSil