5 Ağustos 2014 Salı

Trafiğe Çözüm İçin Elektrikli Motosiklet Yetmeyecektir

Günümüzde büyük şehirlerde ulaşım giderek daha büyük bir sorun halini almaktadır. Bu sorunları aşabilmek adına ise ulaşım faaliyetleri her ne kadar toplu taşımaya doğru yönlendirilmeye çalışılsa da yeterli olanaklar olmadığı için bunlar yeterli düzeyde gerçekleştirilemiyor. Ulaşım toplu taşımacılık ile sağlanamadığı için de insanlar doğal olarak kendi imkanlarını kullanıyorlar. Bunun bir sonucu olarak da ülkemizde trafik sorunu yaşanmaya devam ediyor. Ancak trafikten kurtulmak için elektrikli motor modellerini tercih edende pek çok insan var.

 elektrikli motosiklet

Elektrikli motor modelleri sayesinde trafikte arabaların arasından sıyrılarak ilerlemek mümkün olduğu için bu araçlar çok fazla tercih ediliyor. Ayrıca son dönemde normal motosiklet yerine elektrikli motosiklet modellerinin tercih edilmesinin altında bu araçların çok daha fazla yakıt tasarrufu yapmaları ve çok daha ucuza ulaşım sağlamaları var. Özellikle günümüzde benzin ücretlerinin çok fazla olması insanların elektrikli motosiklet modellerini tercih etmelerine neden olmaktadır. Bu elektrikli motor modelleri daha az yaktıkları gibi daha az karbon salınımı yaptıkları için doğayı da daha az kirletmektedirler.

 elektrikli motor
Ulaşım konusunda azda olsa bir çözüm olanağı sunan bu elektrikli motosiklet modelleri asla kalıcı bir çözüm olamaz bu elektrikli motosiklet modelleri ancak trafik sorununu kişisel olarak azaltmakta etkili olabilecek bir araçtır. Bunun dışında trafiğe bir yararı olmayacaktır. Ancak insanların kişisel araçları yerine toplu taşıma araçlarını tercih ettiklerinde trafik sorunu ortadan kalkacaktır.

Sinemada Bu Hafta

Bu yaz sıcaklarında vaktinizi serin sinema salonlarında keyifle geçirerek değerlendirebilirsiniz. Özellikle bu hafta ki filmler arasında kaçırmak istemeyecekleriniz var. Son birkaç hafta ard arda kötü filmlerin vizyona girmesi insanları sinemadan biraz uzaklaştırmış olsa da, sinemaya olan ilginin son iki haftadır düzelmeye başladığına inanıyorum. Özellikle Herkül ve Galaksinin Koruyucuları gibi ilgi çeken filmlerin vizyona girmesi insanların sinemaya olan ilgilerinin de artmasını sağlayacaktır. Henüz seyirci rakamları netlik kazanmasa da özellikle Herkül filminin iyi bir izlenme oranı yakaladığı görüşülüyor.


Bu tür filmler tıkanmış bir trafikteki elektrikli motosiklet ya da atv motor gibi olduğunu düşünebiliriz. Hiçbir araç ilerleyemezken elektrikli motosiklet nasıl aralardan süzülebiliyorsa, bu filmlerde aynı şekilde durağan vaziyette olan sektörde aralardan giderek iyi bir izlenme oranı elde edebiliyorlar. Bu seyircinin elde edilmesinde en büyük planlamanın altında yatıyor. Filmin vizyona gireceği haftayı çok iyi seçmek ve belirlemek gerekiyor.

Filmin vizyona girdiği hafta da çok fazla rekabet varsa sizin de başarı elde etme oranınız düşecektir. Aynı bir araba ile bir elektrikli motosikletin yarışması gibi bir sonuç ortaya çıkacaktır. Bu yüzden iyi konumlanmış olan kötü filmlerin içindeki iyi filmleri kaçırmamalı ve bu filmlere hak ettikleri değeri göstermeli. Özellikle sinemanın durağanlaştığı yaz aylarında pek çok kaliteli yapım seyirci tarafından fark edilmeden gösterimden kalkıyor. Bunun yaşanmaması için vizyondaki filmleri takip etmeyi unutmayın.

10 Temmuz 2014 Perşembe

İlk Kez Motosiklet Alacaklara Tavsiyeler


Günümüzde piyasada satışı gerçekleştirilen birçok farklı motosiklet çeşidi var. Motosikletler kadar engebeli arazilerde kullanıma uygun olan atv motor modellerinin de çokça tercih edildiği bir zaman diliminde yaşıyoruz. Bu nedenle size motosiklet alırken dikkat etmeniz gerekenler hakkında naçizane tavsiyelerle dolu bir yazı hazırladık.

Elektrikli motosiklet almadan önce karar vermeniz gereken birkaç nokta olduğunu unutmayın. Öncelikle bu motosikleti neden istediğinizi, hangi amaçla kullanacağınızı ve nerelerde kullanacağınızı bilmelisiniz. Eğer ne istediğinizi bilirseniz, hangi modele yönelmeniz gerektiğini de kolayca kestirerek alışveriş sırasında rahat edersiniz. 

İlk kez motosiklet alacaklara belirteceğimiz diğer öneriler ise şunlar;
  • Motosikletinizi almadan önce güvenliğiniz için gerekli motor eğitimini almanız gerekmektedir. 
  • Sırf görünüşünü beğendiniz diye bir motosiklet almayın. Alacağınız motosiklet sizin becerilerinize ve ihtiyaçlarınıza uygun olsun.
  • Alacağınız motosiklete karar verdikten sonra internetten olabildiğine faydalanmaya çalışın. Forumlardan olabildiğince faydalanmaya bakın. 
  • Motosikletin beklenmedik anlarda masraf çıkaran bir ulaşım aracı olduğunu unutmayın. Bu nedenle deneyiminiz artmadan pahalı modellere yönelmeyin. 
  • Alacağınız motosiklet modelinin güvenlik kontrollerinden emin olun. Hayatınızı asla riske atmayın.
  • Motosikletinizle beraber güvenliğinizi sağlayacak ekipmanlarınızı da satın almayı unutmayın.
  • Düzenli aralıklarla motosikletinizi servis kontrolünden geçirin.
  • Trafik kurallarına uyun ve hız sınırını asla aşmayın.

Kalitenin Adresi: Bisikletcim.com

Elektrikli motosiklet, bisiklet, atv motor ya da bisiklet aksesuarları almak isteyen herkesi bisikletcim.com'a davet ediyoruz! Eğer siz de online alışverişte güvenin ve kalitenin keyfini yaşamak istiyorsanız, mutlaka bisikletcim.com'u incelemelisiniz!

30 Haziran 2014 Pazartesi

Atv Motorların Kullanım Alanları


Dağda mahsur kalan dağcıları bulmak adına yapılan arama çalışmalarının konu edildiği birçok haber duymuşsunuzdur. Hatta sadece dağcılar değil, daha bu ay bir dağ gezintisi sırasında yollarını kaybeden öğrencilerin olduğu haberler de gözünüze çarpmıştır. İşte bu gibi istisnai durumlarda yardım ekiplerine büyük iş düşüyor. 

Olay yerine vaktinde gidebilen, arama çalışmalarını etraflıca yapabilen ve masum insanları vaktinde kurtarabilen ekiplere gerçekten ihtiyacımız var. Gene de ülkemizin kurtarma ekiplerinin son derece başarılı oldukları kanaatindeyim. Sadece doğal afetlerde değil, yukarıda bahsettiğim beklenmedik kazalarda da hassasiyetle mahsur kalmış kişilere tam vaktinde yetişmeyi başaran bu kahramanlar, elbette başarı öykülerinde yalnız değiller. Onlara yardımcı olan birçok ekipman var. Bunlardan belki de en önemlisi, kaza bölgesine hızla varmalarını sağlayan atv motor modelleridir. Çünkü bu motorlar hem karda, hem de engebeli dağlık arazilerde son derece başarılı bir şekilde yol alabiliyorlar. Hem hızlılar, hem de bu hızları sayesinde hayat kurtarıyorlar.

Atv motorlarının birçok kullanım alanı var. Dediğim gibi hem bu tip ekipler tarafından, hem de hobi olarak dağcılık yapan kişiler tarafından tercih ediliyorlar. Her halükarda kullanım amacına uygun olan bu motorlar ile siz de kendinize bir hobi edinebilirsin.

4 Haziran 2014 Çarşamba

Zorlu Arazi Koşullarında: Atv Motor

Köylerdeki hayat koşulları yaz döneminde iyice hareketlenmektedir. Köy halkı ekmek parasını yaz dönemlerinde çıkardıkları için onlar için önümüzdeki 3 – 4 ay çok yoğun mesailerin yaşanacağı zamanları oluşturmaktadır. Genelde köylerdeki birçok insan çiftçilik ile geçimlerini sağladıkları için hayvan besleyenlere nazaran, çiftçiler için yaz dönemi çok değerlidir. Sabah erken kalkıp tarlalarına gidip, güneş tepelerine çıkıp, onları bunaltmadan önce işlerini bitirip, evlerine dönmek isterler. Bazen şansları hiçte o kadar yaver gitmez ve öğlenin sıcağında tarlaya gitmek zorunda kalmaktadırlar. Özellikle bostanda kavun ve karpuz yetiştirenler için öğlen saatlerinde dahi çalışmak zorunda kalmaktadırlar.
 atv motor

Köy halkı, yaz dönemi geldiği zaman tarlalarından iyi bir mahsul alabilmek için gerçekten çok yoğun bir mesai içinde çalışmaktadırlar. Zamanın çok değerli olmasının yanında mahsullerin zamanında toplanması da önemlidir. Bu yüzden zorlu arazi koşullarında sadece traktör ile ilerlemek bazen acele işlerde onları çok yavaşlatmaktadır. Bu yüzden köy hayatının zorlu arazi koşullarına karşı, atv motor kullanmak her zaman daha iyi olmaktadır.

Atv motor, güçlü motoru sayesinde ve zorlu arazi koşullarına göre tasarlanmıştır. Genelde üstü açık, 3, 4 ve 6 tekerlikli modelleri bulunmaktadır. Bunun yanında atv motorlar sadece arazi koşullarında değil aynı zamanda şehir içlerinde de kullanılabilmektedir. Bu yüzden atv motor modellerini, off road ve on road olarak ikiye ayırmışlardır. Zorlu arazi koşulları için off road modelleri kullanılırken, şehir içinde on road atv motoru kullanılmaktadır. Özellikle köy halkı için off road atv motoru çok daha kullanışlı olacaktır. Çünkü off road atv motoru için ehliyet gerektirmemektedir. Trafiğe açık olmayan her yerde off road atv motoru rahatlık ile kullanılabilmektedir.


On road atv motoru ise; trafiğe açık yollarda kullanıldığı için mutlaka A2 ehliyetinizin olması lazımdır. Şehir içinde sorun yaşamadan kullanabilmeniz için ehliyet gerektirmektedir. Yalnız ruhsatta 1300 cc altı modelleri jeep olarak geçmektedir. Böyle olunca da, vergileri normal araçlar ile aynı olmaktadır. Her şeye rağmen atv motor modelleri, arazi koşulları için çok kullanışlı bir araçtır. Eğer köyde ya da arazide yaşıyorsanız, atv motor kullanmanız daha iyi olacaktır. 

Final Haftası ve Tatil Planları

Malum bu aralar üniversiteler final haftasına girmiş durumdalar. Üniversite öğrencilerinin hepsi ya da hepsi demeyelim birçoğu derslerini geçebilmek için adeta kampa girmiş bir vaziyette sınavlarına çalışmaktadırlar. Dönem boyunca okula uğramayan öğrenciler bile, artık okulların kapanmasından dolayı son haftalar olduğu için okula gidip, ders notlarına aldıktan sonra sınavlarına geçebilmek uğruna onlar da, sınav zamanlarında evlerine kapanırlardı.

 Final haftalarında çeşit çeşit ders çalışan öğrenci tipi ile karşılaşabilirsiniz.  Yurdun kütüphanesinde sabahlarken sızıp kalanlar, hafta sonu kendisini eve kapatıp kamp yapanlar, okulun kütüphanesinde sınav saatine kadar nirvanaya ulaşanların yanında bir de, her ne kadar sınav haftası olmasına rağmen hala umursamayan ve rahat olan öğrenci tipleri vardır. Bunlar da şöyle sıralanmaktadır: Sınava birkaç saat kala çalışıp fakat bolca etrafındaki arkadaşlarının konuştukları sınavla ilgili çıkabilecek konuları dinleyenler, sınav gecesinde dahi film ya da dizi izleyenler, 4 senedir aynı dersi vermeye çalışıp fakat hala dersin adından bibehre olanlar ve tabi ki de; ne olacak abi bütte veririz diyenler, bulunmaktadır.


Aslında bütün öğrencilerin tek amacı sınavları geçmek. Bazısı çok çalışarak bunu gerçekleştirmeye çalışırken, bazısı da kendisine yetecek kadar notu alıp, geçmenin derdinde. Çünkü eğer sınavları geçemezlerse, işin ucunda yaz tatillerinin kabusa dönüşme ihtimali bulunmaktadır. Bu yüzden hiçbir üniversite öğrencisi final haftasında, sınavlardan kalıp, tatile gidememek istemez. Yapılan onca yaz tatili planlarının hepsinin suya düşmelerini istemezler. Birçok öğrenci şimdiden yaz döneminde bisikletleri ile gidecekleri kamp yerlerini belirlemişler, sadece okullarının tatile girmesine beklemektedirler. Ümit Bisiklet ve Bianchi bisiklet markalı bisikletleri ile yaylalara ya da vadilerdeki kamp yerlerine doğru harekete geçebilmeleri sadece tek gereken şey sınavlarını geçmek. Bu yüzden final haftaları öğrencilerin en sancılı dönemlerini oluşturmaktadır. 

Spor Yapmayı Özendirmek İçin Bisiklete Binmek


Havalar bugünlerde biraz bozmuş olup, kapansa da aslında yaz ayının geçiş dönemlerini yaşamaktayız. Artık yavaştan ilkbaharın son günlerini yaşadığımız dönemlerdeyiz. Yaz ayı zaten sıcağı ile kendisini gün içinde kendisini hissettirmeye başladı. Ortalama sıcaklığın 22 – 23 derece olduğunu düşünürsek, yağmurlu günlerin bitmesi ile birlikte sıcaklık 25 – 26 dereceye kadar çıkacaktır. Okullarında kapanmasına 1 hafta kaldığını da düşünürsek, aslında yaz tatili için her şey hazırlanmış durumda olacaktır.
 ümit bisiklet


Yaz dönemin için herkesin tatil planlarını yapıp bitirdiklerine eminim. Çocuklar karnelerini aldıktan sonra artık okulları bitmiş, koca hafta içleri boşalmış olacak. Okul döneminde olduğu gibi erken kalkma ve erken yatma dönemleri sona erecek, bol bol dinlenip, eğlenerek yaz tatilin tadını çıkaracaklar. Fakat onların yaz tatilinde iyice hantallaşmasını hiçbir ebeveyn istemez. Çocuklarının daha sağlıklı olması için spor yapmalarına her zaman özendirmeye çalışmaktadırlar. Ama bunu yaz dönemlerinde gerçekleştirmeleri zor olmasına rağmen aslında onların spor yapmaları için en ideal dönemdir. Bu yüzden de çocukların yaz döneminde daha zinde ve sağlıklı olabilmeleri için spor ile ilgilenmeleri önemlidir.

Yaz döneminde çocukların spor yapmalarına kolaylaştırabilmek ve eğlenceli hale getirebilmek için bisiklet kullanmalarına teşvik etmek daha iyi olacaktır. Özellikle yaz döneminin yaklaşması ile birlikte bisiklet markaları, bisiklet modellerinde kampanyalara gittiğini de düşünürsek, bisikletlerinizi yenilemek için ya da çocuğunuza karne hediyesi olarak bisiklet almak için tam zamanı diyebiliriz. Ümit Bisiklet ve Bianchi bisiklet gibi iki kaliteli ve tanınmış markanın bisiklet modelleri de, yıllardan bu yana  bizlerin de bildiğimiz, kullandığımız markalar olduğu için rahatlık ile Ümit Bisiklet ve Bianchi bisiklet, bisiklet çeşitleri arasından çocuğumuza bisiklet alabiliriz. Böylelikle bisiklet kullanırken herhangi bir sorun yaşamadan rahatlık ile bisikletlerini binebilirler. 
 bianchi bisiklet


Bisiklet kullanmanın sağlık açısından birçok yararı olduğunu unutmayın. Kas sistemini geliştirmesinin yanında, beyin yapısını da çalıştırarak, çocuklarımızın bedensel ve zihinsel gelişimleri için önemli etkisi bulunmaktadır. Ayrıca üzerlerindeki fazla enerjinin atılmasını sağlayarak daha sakin ve dingin bir yapılarının oluşmasına da sağlamaktadır. Bu yüzden çocuklarımızın yaz döneminde spor yapmalarına teşvik etmek için bisiklet kullanmaları onlar için hem eğlenceli olacak hem de sağlıklı olacaktır. 

3 Haziran 2014 Salı

50. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu

Geçen ay 50. si düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu tamamlandı. 27 Nisan – 4 Mayıs tarihleri arasında Antalya ‘da başlayan yarışı, 4 Haziran günü İstanbul ‘da son buldu. Her sene olduğu gibi bu senede katılım hem ulusal hem de uluslararası düzeyde yüksekti. Etap etap düzenlenen yarışta her yeni etapta kıyasıya bir mücadele vardı. Büyük bir heyecanın yaşandığı 50. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu, güzergah üzerinde olan her şehirde büyük bir çoşku ile karşılanarak, keyif ile bisikletçilerin yarışları takip edildi. Aynı zamanda TRT ‘ninde canlı vermesi ile birlikte tüm Türkiye ‘den milyonlarca seyirci yarışı izlemiş de oldu.

Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu 8 etaptan oluşmaktadır. Bunlar:
1-) Alanya – Alanya
2-) Alanya – Kemer
3-) Finike – Elmalı
4-) Fethiye – Marmaris
5-) Marmaris – Bodrum ( Turgut Reis)
6-) Bodrum – Selçuk
7-) Kuşadası – İzmir ve
8-) İstanbul – İstanbul olarak tamamlandı.

Her etapta kıyasıya mücadelenin sergilendiği yarışlarda, her etabın kazananı farklı farklı olduğunu söyleyebiliriz. Ama çoğu etapta, Britanyalı Cavendish Mark ile İtalyan Viviani Elia arasında geçti. Bunun yanında her yarışta olduğu gibi bisiklet yarışlarında mücadele sadece yarışmacılar arasında olmamaktadır. Markalarında kendi arasında da büyük bir mücadele yaşanmaktadır. Bisiklet yarışlarında da özellikle Bianchi ve Salcano arasında büyük bir mücadeleye her zaman şahit oluruz. Bu iki önemli bisiklet markası, bisiklet yarışlarında her zaman karşı karşıya gelerek, sponsor oldukları yarışmacıların kazanmaları içinde Bianchi ve Salcano ‘da büyük bir mücadele sergilemektedir.


Son olarak değinmek istediğim konu, lider formaları. 4 tane lider forması bulunmaktadır. Turkuaz, beyaz, kırmızı ve yeşil olmak üzere 4 tane lider forma bulunmaktadır. Hepsinin de tasarımları ve renkleri çok güzel görülmektedir. Her sene düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu ‘nu seneye kaçırmamanızı isterim. 

Ulaşımda Teknoloji ile Gelen Kolaylık

Teknoloji ilerledikçe hayatımıza sağladığı kolaylıklar da,  daha fazla artmaktadır. Artık her yerde teknolojinin bizlere sağlamış olduğu yararları görebilmekteyiz. Cep telefonlarından tutalım, ev eşyalarına, oradan endüstriye. Her yerde teknolojinin bizlerin hayatlarına daha iyi hale getirecek faydaları vardır.
 elektrikli motorsiklet

Ulaşım alanında da yapılan çalışmalar ile de teknoloji etkisini göstermiştir. Uçakların yanında hızlı trenlerin ve metroların yapılmasının yanında artık dünyada azalan petrol için alternatif yeni ulaşım araçları da üretilmeye başlanmıştır. Bunlar da, elektrikli araçlar. Otomobillerin elektrikli modelleri daha tam yaygınlaşmamışken, şu an tüm dünya da elektrikli motorsiklet modelleri hızla kullanılmaya başlanmıştır.

Elektrikli ulaşım araçları ile teknoloji bizlere yeni bir kapı açıyor diyebiliriz. Artık petrole bağımlı kalmadan, daha az bütçe ile istediğimiz her yerden rahatlık ile sarj yapabilme imkanını oluşmakta. Bunun yanında elektrikli araçların çevreye herhangi gibi bir zarar vermemesi ve şehir içindeki araçların çıkarmış olduğu gürültünün ortadan kalkmasına neden olacak. Hal böyle olunca bizim ülkede de dahil olmak üzere ilk etapta, elektrikli motorsikletlerin satışları her yerde çok fazla rağbet görmektedir.

Elektrikli motorsiklet modelleri genel olarak 40 – 60 km ‘ye kadar yol alabilme ve 4 – 6 saat arasında sarj olabilmesinden dolayı, istediğimiz her yerde rahatlık ile uzun süre kullanabileceğimizi göstermekte. Şehir içlerinde hatta büyükşehirler olan yoğun trafikte rahatlık ile elektrikli motor kullanabiliriz. Rahat ulaşım sağlamasının yanında, büyükşehirlerimizdeki trafik sorunu için ve aynı zamanda araçların oluşturduğu gürültü ve karbon salınımını ortadan kaldırmak içinde çok etkili olacağına eminim.  Bu yüzdende, Türkiye ‘de yerli firmalarımız, elektrikli motor üretimleri yapmakta ve gittikçe artan büyük bir pazar haline gelmektedir. Diğer motorsikletlere göre elektrikli motor fiyatlarının uygun olması, aslında tercih edilmesi için başka bir neden de diyebiliriz.
 elektrikli motor


Teknoloji ilerledikçe ve teknolojiyi doğru kullandıkça hayatımız her zaman daha iyi olacaktır. Teknoloji sayesinde yapmakta zorluk çektiğimiz işleri artık daha kolay yapabilme, doğaya ve çevremize daha az zarar verebilmekte, hayatımız daha pratik ve kolay hale gelmiştir. 

Matrix: Trinity Motor Sahnesi


 Kült filmler hiçbir zaman unutulmaz ve izlediğimiz sahneler, oyunculuklar, müzikler vb. birçok şeyi akıllarımızdan hiçbir zaman çıkmaz. Örneğin; bu kült filmlerden bir tanesi vardır ki, 2000 ‘li yılların başında tüm dünyada büyük bir etki ve şok yaratmıştır. Bahsettiğim film The Matrix film serisi.

Matrix yayınlandığı ilk filmden itibaren daha sonra gelen 2 devam filmi ile birlikte tüm dünyayı kasıp kavurmuştur. Sanal bir alemde, bir network ağı gibi çalışan bir ortam içerisinde mücadele eden insan ırkını yaşadığı zorlu süreçleri anlatmaktadır. Morpheus ve takımının verdiği bu büyük mücadele sonucu, insanlar ve robotlar arasında diyebileceğimiz, sağlanan bir barış ile son bulmaktadır. Ama bu barış sağlanırken, Morpheus, Trinity ve Neo ‘nun, verdiği büyük mücadeleyi herkesin nefeslerini tutarak izlediğine eminim.

Özellikle Matrix filmlerinde bazı sahneler vardır ki, heyecanımızın en doruğa çıktığı anlardır. Hatırlarsınız, Matrix Reloaded  filminde Trinity ‘nin motor sahnesini. Anahtarcıyı kaçırabilmek için tırın üstünden motor ile yola indikleri sahne. Trinity ‘nin o sahnede, arabaların arasından motor ile giderken, bizde onun ile birlikte bir sağa bir sola gittik. O kadar heyecanlı bir sahneydi ki, eminim bir çok kişi izlerken, yerinde oturamadı ve ayakta izledi. En sonunda da, anahtarcıyı Morpheus ‘a teslim edip, motoru ile keskin viraja dönmesi ise bizi bizden alan, bir diğer heyecan verici sahneydi.


Birde son filmde, Zion ‘a saldırı olmadan geri dönmek için çekilen gemi sahnesi vardı. Zaten geminin elektrikli olması, bizleri her zaman etkilemiştir. Aynı zamanda o gemi ile harikalar yaratılarak, Zion ‘a dar tüneller arasından varılması, ayrı bir heyecanlı sahneydi. Şimdi de günümüzde, elektrikli araçlara yavaş yavaş geçişler sağlanmaktadır. Elektrikli motor ve elektrikli motorsiklet modelleri yollarda yerlerini aldılar bile. Kim bilir, belki ileride Matrix ‘te olduğu gibi elektrikli gemilerimiz de olur. 

Elektrikli Araçlar ile Daha Rahat Ulaşım

Küçük şehir ve ilçelerin hayatı her zaman daha rahat ve huzurlu olmaktadır. Neredeyse herkes birbirini tanır, daha samimi ve daha candan bir sosyal hayatın olduğu yerlerdir. İnsanlar birbirine karşı daha dürüst ve yardımseverdir. Hani büyük şehirlerde görmeye unutmuş olduğumuz insani hasletlerin hepsini, buralarda görebilmekteyiz. Bunun yanında, şehirlerin doğa ile iç içe olması, temiz havasının olması, ulaşım derdinin ve stresinin yaşanmaması, birçok büyük şehirde yaşayanların en kıskandıkları ve özlem duydukları şeylerdir.

Büyükşehirlerin yoğun yaşamı ve tıklım tıklım olan trafik derdinin, Anadolu ‘daki küçük şehirlerimizde olmaması, memleketlerine dönenlerin en çok hoşlarına giden durumların başında gelmektedir. Bu yüzden birçok büyükşehirde yaşayan kişi, memleketlerine kafa tatili yapmak için gelirler. Günlük hayatın koşuşturmacası o kadar  bunaltmış ve yormuştur ki, 2 – 3 günlük memleket tatili, kendilerini toparlamaya yetmektedir. Memleketlerine gittikleri zaman herhangi bir trafik derdinin en küçük parçasını bile yaşamadan rahat rahat 2 – 3 gün boyunca dinlenip, tekrar zinde bir şekilde evlerine dönerler.


Aslında düşününce, büyükşehirlerimizde olan trafik sorununa bir nebzede olsa rahatlatacak durumlar mevcut. Uzak yerler için yapılan metro hatlarının pratikliği çok güzel bir çözüm olmasının yanında, yakın mesafeler için sadece toplu taşıma ve kişisel araçlarımız iyi bir sonuç vermemektedir. Bunun yerine elektrikli motor ve elektrikli motorsiklet araçlarına özendirilmesi daha iyi olacaktır. Elektrikli motorsiklet araçları ile trafiğin rahatlamasının yanında aynı zamanda daha sessiz ve daha güvenli trafiğin yanında bütçeye de daha uygun gelecektir. Böylelikle aslında büyükşehirlerimizde daha rahat şehir yaşamın oluşmasını sağlayarak, daha huzurlu bir hayatımızın olmasına neden olacağına eminim. 

14 Mayıs 2014 Çarşamba

Elektrikli Motor ve Motorsiklet Keyfi


Elektrikli araçlar üretilmeye başlandıkça, artık herkes tercihlerini benzinli yerine, elektrikli araç modellerine çevirmiş durumda. Gerçi otomobillerde daha yaygınlaşmamış olsa da, motor ve motorsiklet kullanımlarında, elektrikli modeller üretilmeye başlanmış ve çokta sevilmiştir. Hatta ülkemizde bir çok yerli firma, elektrikli motor ve elektrikli motorsiklet üretimleri yapmaya başlamışlardır. Kolay kullanımı ve ucuz fiyatlarından dolayı da, elektrikli motor ve elektrikli motorsiklet kullanımı da, her geçen gün Türkiye ‘deki kullanımı artmaktadır.
Özellikle, şehir içlerinde ve tatil yerlerinde çok fazla tercih edilen elektrikli motor ve motorsiklet modelleri, bir çok kişi tarafından sessiz oluşundan dolayı çok fazla ilgi görmektedir. Diğer benzinli motorlara göre sessiz olması, yolda giderken rahatlık ile telefon görüşmesi yapmanıza olanak sağlamaktadır. Fakat trafikte her zaman dikkatli olmakta, fayda var. Telefon görüşmelerinizi mümkün olduğunca kısa tutmalısınız ya da bluetooth üzerinden yapmanız daha güvenli bir sürüş imkanı sağlayacaktır.
 elektrikli motor

Elektrikli motor ve elektrikli motorsiklet modelleri bir çok çevreci tarafından da kullanılmakta ve çok fazla desteklenmektedir. Atmosfere her hangi bir zararlı gaz salınımı yapmadığı için, çevreci olmasından dolayı, doğa severler tarafından ayrıca desteklenmektedir. Bu da, araçlarımızdan çıkan gaz salınımını ortadan kaldıracağı gibi aynı zamanda, trafiğin daha sessiz ve rahat olmasını da sağlayacaktır.
elektrikli motorsiklet

Son olarak, elektrikli motor ve elektrikli motorsiklet modellerinin avantajları arasında, uygun fiyatlı olmasıdır. Piyasada bulunan, benzinli motor ve motorsikletlere göre çok daha uygun fiyatlara sahiptir. Benzin alma derdi olmadan, evinizden rahatlık ile şarj ederek, 40 km ye kadar rahatlık ile, elektrikli motor ve elektrikli motorsikletleri kullanabilirsiniz. Ve şarj süreside 4 – 6 saat arası sürmektedir. Sizde kendinize birer elektrikli motor ve motorsiklet modellerinden bir tanesini alarak, sessiz ve kolay ulaşımın tadını çıkartabilirsiniz.

Trafikte Bisiklet Kullanırken Dikkat Edelim !


Şehirde yaşayanlar için bisiklet kullanmak gerçekten çok zor bir durum. Bisiklet kullanabilmek için uygun ortamın olmayışı ve bir çok tehlikenin iç içe olmasında dolayı, şehirin içinde bisiklet kullanırken çok daha fazla zorluklar yaşamaktayız. Belediyelerin, bisiklet kullanabilmek için, bisiklet yolları yapmaları, park alanlarını daha fazla genişletmeleri ve araç sürücülerini daha fazla bilgilendirmeleri gerekmektedir. Bunlar yapılmadığı sürece, şehir içinde bisiklet kullanımı her zaman, bir çok riskler barındırmayı devam edecektir.
Hepimiz zaten trafikteyken şahit olmuşuzdur. Bisiklet kullanıcıların, kendilerine ait bir yolları olmadığı için, mecburen araçlar ile aynı trafikte ilerlemek zorundalar. Burda da onlara çok büyük tehlikeler beklemektedir. Araç sürücülerin dikkatsiz oluşları, bisiklet kullanıcılarını fark etmemeleri en büyük tehlikelerin başında gelmektedir. Bu yüzden araçlar ile birlikte, bisiklet kullanıcıları trafikte yer alıyorlar ise, lütfen yolun sağ tarafından gitmeye özen göstersinler.  Mümkün olduğunca, yolun diğer şeritlerine geçmemeye özen göstererek, bisikletlerini sürmeleri  daha kontrollü olacaktır.

Araçlar ile birlikte trafikteyken, en önemli durum, alacağımız önlemlerimizdir. Kaskımızın, eldivenimizin, dirsekliklerimizi ve dizliklerimizi kesinlikle bulundurmalıyız.  Bu bisiklet aksesuarları, bizleri her hangi bir kaza anında ya da risk anlarında bizleri büyük yaralanmalardan koruyacaktır. Ayrıca unutmamız gereken bir diğer, bisiklet aksesuarları ise gözlük, pompa ve suluktur. Bu bisiklet aksesuarları da, en az diğerleri kadar önemlidir. Örneğin; yolda ilerlerken, güneş ışığına, rüzgara ve havada uçuşan böceklere karşı, gözlük kullanımı önemlidir. Ayrıca pompa da, yolda ilerlerken karşılaşabileceğiz, tekerlik patlamalarına karşı, tekerliğimizi tamir etmek için uygun bir yer bulana kadar idare etmemizi sağlayacak bir diğer önemli bisiklet aksesuarıdır.

Yukarıdaki nedenlerden dolayı, trafikte bisiklet kullanırken, trafiğe çıkmadan önce mutlaka bisiklet aksesuarlarınızı kontrol edin. Ayrıca, tabiki de, bisikletinizin durumunu da, kontrol etmeden yola çıkmayın. Yoksa daha yola çıkmadan, yolda kalmış olursunuz.

13 Mayıs 2014 Salı

Şehirdeyken Bisiklet Aksesuarlarımızın Önemi


Şehir hayatında bütün ulaşım araçlarını kullanırken, dikkatli ve özenli kullanmalıyızdır. Biliyorsunuz zaten gün içindeyken trafikteyken, arabalar, otobüsler ve ağır taşıtlar sürekli hareket halinde, her zaman kaza riski ile karşı karşıyadırlar. Bu yüzden trafikte araç kullanırken, ehliyet kemerini kullanmanın yanında ayrıca, çevremize daha fazla dikkat ederek kullanmalıyız. Özellikle sabahları işe giderken ve akşamları iş dönüşlerinde kazalar daha fazla olmaktadır. Çünkü her iki saat diliminde de, kendimizi tam olarak, araç kullanmaya veremediğimizden dolayı bir çok kaza yaşanmaktadır. Araba, otobüs ve ağır taşıtlı araçların yanında, motorsiklet, bisiklet, kaykay ve patencilerin de, trafikteyken aynı dikkati ve özeni göstermelidirler. Hatta daha fazla dikkatli olmak zorundadırlar. Çünkü onlar, trafikteyken daha fazla tehdide açık durumdadırlar.
 bisiklet aksesuarları

Özellikle şehirde birçok kişi, trafikte rahat edebilmek için bisiklet, kaykay, paten gibi hafif ulaşım araçlarını kullanmayı tercih etmektedir. Fakat trafiğe çıktıklarında mutlaka, oluşabilecek risklere karşı, önlemlerini alarak çıkmaları daha iyi olacaktır. Trafikte, bisiklet kullananların daha fazla olduğunu göz önünde bulundurursak eğer, kesinlikle trafiğe çıkacakları zaman, bisiklet aksesuarları eşyalarını, eksiksiz bir şekilde yanlarında bulundurmaları gerekmektedir.

Olmazsa olmaz bisiklet aksesuarları malzemelerini tekrardan hatırlatmak için yeniden isterseniz birlikte gözden geçirelim. Kaskımızın kesinlikle olması lazımdır. Her hangi düşmelerde ve darbelerde bizi koruyacaktır. Eldivenlerimiz ise, bisiklet kullanırken terlemeyi önleyecektir ve düşme durumlarında ellerimizin zarar görmesini engelleyecektir. Bir başka önemli bisiklet aksesuarı ise gözlüktür. Güneşe, rüzgara ve böceklere karşı gözlük kullanımı önemlidir. Ayrıca dirseklerimiz için ve dizlerimiz içinde önlem almamız önemlidir. Belki işe giderken, dizlerimize ve dirseklerimiz için, önlem almak istemeyebiliriz fakat her an her şey olabileceğini ihtimalini düşünerek, kesinlikle önlemimizi almalıyız. Böylelikle, en elzem bisiklet aksesuarları malzemelerini tamamlamış oluyoruz.
 bisiklet

Bisikletimizi şehir içinde rahat ve güvenli sürebilmek için lütfen çok dikkatli olmamız lazım ve bisiklet sürerken, güvenliğimiz için bisiklet aksesuarlarımızı  mutlaka takarak, dışarıya çıkmalıyız. Böylelikle, bisikletimizi her zaman ve her yerde rahatlık ile sürebilme şansına sahip olarak, rahatlıkla keyfini çıkartabiliriz.
Tutkum ve Hayalim: Bisiklet
Tutkularımız ve hayallerimiz bizleri biz yapan amaç ve hedeflerimizdir. Taa küçükken  başlar, ve büyürken bile hiçbir zamanda değişmez. Çünkü tutku ve hayallerimiz ile tam olarak kendimizi bütünlenmiş hissederiz. Tutku ve hayallerimizi adım adım gerçekleştirdikçe, ona ulaşmaya çalıştıkça daha da kendimizi mutlu hissederiz. Sanki o bizim dünyaya gelirken, alın yazısı dediğimiz, içimizden hiç koparıp atamadığımız, birer görev gibi. Hayalimizin ve tutkumuzun ‘’ Kıvılcımı ‘’ içimizde hep yandıkça, ona ulaşmaya, onu gerçekleştirmek için her zaman da mücadele ederiz.
 bianchi

Herkesin çeşitli hobileri ve yapmaktan hiç vazgeçemediği tutkuları vardır. Kimisinin küçük bir şeydir, kimisinin büyük ve ulaşılmaz dediğimiz türdendir. Ama unutmamız gereken nokta, o hayalin, onun amacı ve hedefi olduğudur. Büyük ya da küçük, ulaşma ihtimali, gerçekleştirme ihtimali her zaman vardır. Bu yüzden hayalini dile getirene her zaman saygı duymak önemlidir. En azından böyle yaparak, ona ve hayaline değer vermiş oluruz. Herkes bu durum ile, yani kendinizin ya da arkadaşınızın hayalleri ile dalga geçen ve umursamayan kişiler ile karşılaşmıştır. Ama şunu da düşünün, eminim sizin gibi hayali olan bir çok kişiyle de karşılaşmışsınızdır. Bu yüzden her söyleneni kulak asmadan, yolumuza devam etmekte önemlidir.
 ümit bisiklet

Bu kadar şeyi neden yazdım diye soruyorsunuzdur, eminim. Ve kesinlikle, tahminler de etmişsinizdir. Evet, düşündüğünüz gibi benimde gerçekleştirmek istediğim bir hayalim ve hiç vazgeçemediğim bir tutkum var. Çocukluğumdan bu yana, bisiklet ile karşılaşır karşılaşmaz, direkt bisiklet sürenlere, ağzım açık bir şekilde hayran hayran bakmışımdır. Ve anında babama; ‘’ bende ondan istiyorum ‘’ diye, haykırmışımdır. Sağolsun, ailem böyle durumları her zaman hoş görmüş ve çocuklarının gelişimleri için her zaman destek olmuşturlar. Ertesi gün, babam ile birlikte bisiklet dükkanına gittik ve çeşit çeşit bisiklet markaları ve bisiklet modelleri arasından, bisiklet seçmemi istedi.  Bianchi ve Ümit Bisiklet markalı bisikletlerin, bisiklet ile ilk karşılaştığımız gün, çevredeki çocuklardan duymuştum. Bende Bianchi ya da Ümit Bisiklet ‘in, bisikletlerine yöneldim ve metalik renkte olan, Ümit Bisiklet ‘in bir tane bisiklet modelini beğenerek aldım.  Ve o zamandan bu güne, her zaman Ümit Bisiklet ‘in üretmiş olduğu, bisiklet modellerini her zaman severek kullanmaya devam ettim.

Bisiklette Salcano Farkı


Çocukken bitmez tükenmez enerjimiz ile her şeyi yapmak isteriz. Sabah en erken kalkıp, direkt televizyonun başına geçip, sevdiğimiz çizgi filmin başlamasına bekler, başladığı zamanda bitene kadar da, hiç başından ayrılmazdık. Kahvaltı falan bizler için hiç önemli olmadığı için, annemizle çok kavga etmişizdir. Televizyona kapatırım tehditlerine bazen boyun eğip, kahvaltı yapmaya kabullensek de, kahvaltı sofrasının başında, saatlerce yine çizgi film izlerdik. Yine o kahvaltı yapılmazdı yani.  Çizgi filmimiz bitince de, bu sefer annemizin başında, kahvaltı diye az koşturmamışızdır.  Kahvaltımızı da, ancak öğlene doğru yapabilmişizdir. Daha sonra da zaten oyun zamanı olurdu. Tüm çocuklar dışarıya çıkar, herkes  birbirleri ile kaynaşırdı.

Benim çocukluğumun en büyük şansı köyde geçirmem olmuştu. Köyde rahatlık ile herkes dışarı çıkar, okulun bahçesi olsun, çayırlarda olsun her yerde rahatlık ile oyunlarımızı oynardık. Genelde klasik bir erkek çocuk olarak, maç yapmayı ve bilyeler ile oynamayı çok severdim. Bunun yanında, gazoz kapağı oynardık, çelik çomak gibi klasik oyunları da hep oynardık ve çok severdik. Ama benim en çok yapmaktan keyif aldığım şey, bisiklet sürmekti.

Bisiklet sürmenin tadı ve keyfi bambaşkadır. Arkadaşlar ile bisiklet yarışı yapmanın heyecanı bir yana, hep birlikte mahalle mahalle, köy köy dolaşmak ise daha çok mutlu ederdi beni. Bir de bisikletlerimiz sağlam ve hızlı ise, o zaman bisiklet sürmekten hiç bıkmazdın. O dönemlerin zaten en kaliteli bisiklet markaları, Salcano, Bianchi ve Ümit Bisiklet ‘ti. Benim de bisikletim, salcano bisikletti. Salcona bisikletime binip, arkadaşlarım ile yarışa girdiğimizde hiç kaybetmezdim.  Tabi aynı zamanda güçlü ve çevik olduğum içinde bisikletimi daha iyi kullanabiliyordum. Bunun yanında çok fazla düşmüşümdür ya da birbirimiz ile çarpışmışızdır. Fakat bisikletim, salcano olduğu için midir nedendir,  hiç bir zaman, bisikletimde her hangi bir zarar olmamıştır. Diğer arkadaşlarımın bisikletlerinin jantları genelde yamulurdu ya da gidonlarında sorunlar olabilirdi. Neyse ki bende hiçbir zaman sorun olmadı ve uzun yıllar salcano bisikletimi sürmüş oldum.

9 Mayıs 2014 Cuma

Bisiklet Almadan Önce Bunlara Dikkat!

 salcano

Bisiklet sürmeyi öğrendiğiniz ilk yılları hatırlıyor musunuz? Önceleri dört teker üzerinde yapılan sürüş denemeleri, daha sonra yerini iki teker üzerinde yapılan yaramazlıklara bırakır. Hele bir de sürmeyi öğrendiniz mi, arkanıza rüzgarı alıp yokuş aşağı sürdüğünüz anlar asla unutulmayanlar arasında yer alır. Çocukluktan kalma alışkanlıklar unutulmaz derler ya hani, o iki taker üzerinde geçirdiğiniz eğlenceli saatleri özleyip yıllar sonra yeniden merak salmış olabilirsiniz bisiklet dünyasına.

Peki yıllar sonra bir bisiklet almaya karar verdiğinizde neye dikkat etmeniz gerektiğini biliyor musunuz? Öncelikle bisikletinizin fren, vites ve tekerlek lastiklerinin son derece sağlam olması gerekiyor. Ayrıca oturduğunuz bisiklet selesi de rahatlığı bakımından sürüş keyfinizi bozmayacak nitelikte olmalıdır. İşte tüm bu özelliklere sahip olabileceğiniz adres olan Bisikletcim ‘e sizi bu nedenle davet ediyoruz. Çünkü biz, yıllar sonra kavuştuğunuz eski dostunuza sorunsuzca sahip olmanızı istiyoruz. Özellikle salcano model bisikletler, cebinizi yakmayan fiyatları ve kaliteli malzemeden yapılmış yapısı ile bir çok kişinin tercihi konumunda. Her yaştan çocuk, genç ve yetişkinler için tasarlanan salcano bisikletler, sizlere eksiksiz bir bisiklet sürüş keyfi yaşatacak.
 bisiklet

Kısa ömürlü olmayan, garantili ve güvenli bir sürüşün teminatını veren firmamız, sizler için harika bir yol arkadaşı olacak bisikletler üreterek beğeninize sunmaktadır. Sizin yapmanız gereken tek şey ise, internet sitemize girerek zevkinize uygun bir bisiklet seçimi yapmaktır.


5 Mayıs 2014 Pazartesi

Salcano Doğa Aktiviteleri


Şehir hayatı hepimize artık çok yorucu gelmektedir. Sürekli artan nüfusunun getirdiği, çarpık kentleşme ve trafik sorunu ile sürekli bir yoğunluk ve bunun bizlere verdiği stres  vardır. Üzerimizdeki bu kadar yükü ve stresi atmak içinde, sürekli yeni arayışlar içindeyizdir. İş çıkışlarında  arkadaşlar ile dışarıda bir yerde oturup muhabbet etmenin yanında, sinemaya ve tiyatro gibi sanatsal aktivitelerde, bizler için artık yeterli gelmemektedir. Hatta buralara gitmektense kendimizi direkt eve kapatıp, evde vakit geçirmeyi yeğlemekteyizdir. Fakat her şeye rağmen böyle yaparakta, bir şey elde edemediğimizi biliriz. Ve yine kendimizi rahatlatmak için çeşitli aktiviteler aramaya koyuluruz. Spor salonlarına gidip, orada yapılan hareketler ile rahatlamaya çalışırız ya da dans ile resim kurslarına gidip, daha enerjik olmaya çalışırız.
 salcano

Haftasonları ise genelde ya tamamen evdeyizdir ya da sadece geceleri dışarı çıkmaktayızdır. Böyle yaparakta, hafta sonları yapılacak aktiviteleri kaçırmış oluruz. Eminim her şehrimizde, bisiklet ile doğa sürüşleri yapılmaktadır veya uzun sahile sahip olan yerlerimizde, sabah sürülecek olan bisiklet ile bizler için çok güzel bir aktivite olacaktır. Bunun gibi bir çok fırsatı kaçırmamamız önemlidir.
 bisiklet


Bisiklet kullanımı artık bir hobi olmaktan daha çok, sağlığımız için çok önemli bir aktivite olmuştur. Salcano gibi önemli bisiklet markaları da, bisiklet kullanımı arttırmak için çeşitli aktivitelerde düzenlemektedirler. En azından, Salcono’nun düzenlemiş olduğu bu doğa aktivitelerine katılmak, bedensel ve zihinsel sağlığımız için önemli bir adım olacaktır. 

14 Nisan 2014 Pazartesi

Çocukluğumuzun Bisiklet Markaları

Bisiklet yaşamımızın her anında, bisiklet sevenler için vazgeçilmezdir. Çocukluğumuzdan itibaren hayatımıza giren bisiklet, o zamanlardan hayatımızın bir parçasın haline gelmektedir. Bazen sokaklarda, mahallerde arkadaşlar ile yarışırken bazen de hep birlikte bisiklet ile pikniğe gitme aracıdır. Ve çocukluğumuzdan kalma, bizler için önemli izleri ve hatıraları bisiklet markaları vardır. Bunlardan bazıları Bianchi ve Ümit  bisiklet markalarıdır.

Bianchi  bisiklet markası geçmişten günümüze hayatımıza dahil olan, eskimeyen, sürekli kendini yenileyen ve geliştiren bisiklet markasıdır. Herkes Bianchi bisikletlerinin ne kadar dayanıklı, hızlı ve güçlü olduğunu bilir. Günümüzde de kendisini teknoloji ile ilerleterek, yeni bisiklet modelleri üretmektedir. Bunlardan bazıları Bianchi Scorpion, Bisan, Bianchi motor, Bianchi montana modelleridir. Artık ister normal bir bisiklet modeli ile, ister elektrikli istersek de motorlu modeller ile Bianchi bisikletleri yolculuklarımızda olsun, maceralarımızda olsun hep bizlerle daha güvenilir ve teknolojik bir şekilde olmaktadır.


Ümit Bisiklet markası da Bianchi gibi geçmişten günümüze çocukluğumuzun unutulmaz bisiklet markalarımızdandır. Kendisini teknolojik gelişmeler ile yenileyen ve yenilikçi bakış açılarıyla daima ileriye doğru adım Ümit Bisiklet, bisiklet sektöründe Türkiye’nin yerli bisiklet markası olarak tanınmış ve ilerlemiştir. Türkiye’de bisiklet markasında öncü olmuş ve geçmişten bu yana her zaman bisiklet sevenler için önemli bir yeri olmuştur. Ümit Bisiklet, Türkiye’nin her yerinde hizmet sunabilen, ucuz ve birçok bisiklet modelleri üretmektedir.  Ayrıca ürettiği bisiklet modellerini dünyanın birçok noktasındaki satış noktaları ile birlikte, Türk gücünü yurt dışına taşımaktadır. 

20 Mart 2014 Perşembe

Bisiklet Sürerken Dikkat Edelim Vol 4 – Yazısız Kurallar

Bir önceki gönderide bahsettiğim yasal maddelerin yanı sıra şüphesiz ki bir de bunların yazısız olanları vardır. Yani nasıl ki bir toplumun parçası olarak gündelik hayatta yaşamımızı sürdürürken uymadığımızda yasal bir yaptırımı olmayan fakat yine huzurlu ve güvenli bir şekilde bir arada yaşayabilmek için uymamız gereken kuralar varsa, aynı şekilde bisiklet sürerken de uymamız gereken yazılı olmayan kurallar vardır.



Bunların başında saygı geliyor bana kalırsa. Her şeyin başı saygı! Çok klişe bir laf ama, kendinize nasıl davranılmasını istiyorsanız, siz de karşınızdakine öyle davranacaksınız. Olay tümüyle bundan ibaret. Ya da herkes kendi bisikletinin yağını koysa, ortalıkta hiç gıcırtı olmaz gibi… (:

Tıpkı bir otomobil kullanır gibi, önceliğinizi yola vermeli fakat bunun yanında diğer araçlar ve özellikle de yayalara da gereken özeni göstermelisiniz. Tamam çok ekstrem bir kaza olmadıkça bisikletle birine çarpsanız, arabayla çarpmanız kadar hasar yaratmayacaktır ama yine de ne gerek var durduk yere insanlara çarpmaya, zarar vermeye. Ki bisiklet, üstü kapalı bir araç da olmadığı için olası bir kaza durumunda yüksek ihtimalle bir süreliğine yer çekimine meydan okuyormuşçasına havada uçmanız işten bile değil. Bu sebeple de bisikleti alır almaz (ya da aldığınız sırada) kendinize kesinlikle bir kask almayı ihmal etmeyin.



Bir diğer dikkat etmemiz gereken durum ise bana kalırsa dikkat ve konsantrasyon. Yani kulağınızda kulaklık var diye duyamadığınız bir korna, yanınızdan geçen güzel ya da yakışıklı birine bakarken görmediğiniz bir çukur, ya da kendinizi rüzgara kaptırmışken fark etmeyeceğiniz küçük bir kasis bile, geri dönüşü olmayan kazalara mahal verebilir. Dolayısıyla siz de gündelik hayatta benim gibi müziksiz yaşayamayanlardansanız bile, bisikleti alıp en azından tecrübeli bir sürücü olana kadar sürüş sırasında kulaklıkla müzik dinlememeniz. Ne bileyim önünüze topunun peşinden koşan bir çocuk çıkabilir. Kedi, köpek çıkabilir. Her şey olabilir sonuçta. Siz olabildiğince müziğinizle kendinizi dünyadan soyutlamamaya çalışın. Ben buna dikkat edeceğim en azından, siz de dikkat edin.


Şimdilik aklıma gelenler bu kadar. 

Bisiklet Sürerken Dikkat Edelim Vol 3 – Yasal Düzenlemeler

Evet, emeklemeden yürümemek felsefemize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bir önceki yazıda da söylediğim gibi, ülkemizde bisiklete gereken önem verilmemektedir, doğru. Fakat yine de bu uyulması gereken yasal düzenlemelerin de bulunmadığı anlamına gelmiyor. Sonuçta başta kendimizin, ikincil olarak da yoldaki diğer sürücü ya da yayaların sorumluluğunu iki tekerimizin üzerinde taşıyoruz. E biraz konuya hakim olmak şart.



Aşağıda aktaracağım maddelerin tümü “T.C. Karayolları Trafik Kanunu 2918 Sayılı Bisikletle İlgili Maddeler” başlığı altında geçmektedir. Bunu bi belirteyim.

Şimdiiii, öncelikle bisikletin de bir “taşıt” olduğunu kabul ederek işe başlamamız gerekiyor. Keza  “Madde 3 c (10) Bendi: Bisiklet motorsuz bir taşıttır” diyor, daha ne desin? Her ne kadar aynı kanunun 37. maddesi “Sürücü için ehliyet ve taşıt için plaka gerekmez” demiş olsa da, bu bisikleti hafife almamızı, ona bir çocuk oyuncağı muamelesi yapmamızı gerektirmez. Tamam ehliyetimiz ya da plakamız yok, ama bu bir sorumluluğumuzun olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir. Başta saygıdan, ikincil olarak da bir kazaya mahal vermemek açısından otomobil sürücülerine, yayalara ya da bizim gibi diğer bisiklet sürücülerine karşı hak ihlali oluşturacak bir davranışta bulunmamamız çok önemli. Zaten bunu 46. maddedeki  “Karayolunda en sağ şeridi kullanır ve diğer taşıtlar ile aynı sorumlulukla hareket eder.” ifadesinden de anlamamız gerekir.



Bir diğer önemli kural, madde 66’da bahsedilen “Bisiklet yolu olan yerlerde karayolunda sürülemez” maddesi. Yani yolun yanında size özel ayrılmış bir sürüş alanı varsa, ne demeye arabaların arasında dolanıyorsun ey bisikletçi demektedir bu madde bize, ki haklıdır da. Otomobil olmaya özenmeyin, bakın, size özel bir yol ayırmışlar yan tarafa, e oradan sürün efendim.

Sonracığıma diyelim ki arkadaşlarla toplandınız, dediniz ki hadi şuraya kadar gidelim beraber, hem sohbet ede ede gideceğimiz için yol da hızlı geçer falan… Aman diyim. Zira 66a maddesi diyor ki “karayolunda ikiden fazla bisiklet yan yana sürülemez.” Yani yola iki ve katları sayıda kişiyle çıkmanız en mantıklısı olacaktır. Zira tek sayılı bir grupla yola çıkarsanız, içinizden birisi yalnız kalır.



Bir de akrobatlar var tabi aramızda. İllaki vardır. İki elini de bırakıp “bakın bakın, hooop” diye gidenler, zaman zaman da düşenler. Oysa 66b maddesi, “İşaret verme dışında, çift elle sürülmesi ve genel kurallara uyulması zorunludur” diyor. Akrobasiye gerek yok, sen yoluna bak diyor.

Sonra, “yük ve eşya taşınmaz” maddesi var. Ama sanırım bu madde ne bileyim yanında olası bir bozukluğu gidermek için taşıyacağınız aletleri ya da suyunuzu mataranızı kapsamıyor olsa gerek. Maddenin seslendiği kişi direkt olarak resimdeki amca bence.




Son olarak ise, aslında pek de tasvip etmediğim “karayollarında bisiklet sürmek için 11 yaşını bitirmiş olmak yeterlidir” maddesi… Yani karayolu elbette çok geniş bir tabir ama yine de 11 yaş çok küçük göründü gözüme. Bilemiyorum. 

Bisiklet Sürerken Dikkat Edelim Vol 2 – Hız Limitleri

Türk insanının problemlerini tek bir ana başlık altında toplayacak olsak şüphesiz ki “emeklemeden yürümeye çalışmak” olacaktır. Yani millet olarak böyleyiz. Kültürel kodumuzda var bi “ben her şeyi bilirim” edası, bi “bana bi şey olmaz, hallederiz” edası. Ama işte o işler maalesef öyle olmuyor.



İlk yazıdan beri tekrarladığım şey, şu an için bisikletimin olmadığıdır. Yani bu blogu bisikleti alıp deneme yanılma yöntemiyle tecrübeler edinip, bu tecrübeleri paylaşma platformu olarak da kullanabilirdim ama başta bahsettiğim Türk insanının temel hatasına düşmek gibi bir niyetim yok. Önce araştırmamı yapacağım, sonra bisikletimi alıp sürüşe başlayacağım. Yani emekleyeceğim önce, sonra yürüyeceğim.



Bisiklet, hem motorsuz bir taşıt olması hem de ehliyet gerektirmemesi göz önüne alındığında aslında çok da ciddiye alınmayan ve tehlike arz etmeyeceği düşünülen bir araç. Belki de bu sebeple, bisiklete ilgisi olanları bırakın, yıllardır bisiklet kullanıcısı olanlar bile yasal kuralları bilmeden gönüllerinin keyfine göre, rüzgarın onları götürdüğü yere göre çevirip duruyor pedalları.



Tamam ülkemizde bisiklete gereken önem verilmiyor olabilir. Bisikleti bir çocukluk oyuncağı olarak görenlerin sayısı bir nefeste hepimizi süpürebilir belki ama, en azından biz bu noktada daha bilinçli bir tavır sergilemeliyiz diye düşünüyorum. Bir sonraki yazıda daha da ayrıntılı şekilde anlatacağım ama, hazır erişmişken hemen bilgisini vermek istediğim bir konu var, o da hız limitleri. Bu limitler yerleşim yeri içerisi, şehirlerarası çift yönlü karayolları, bölünmüş yollar ve otoyollar olarak dört bölüme ayrılmış durumda. Aslına bakarsanız otoyollara girmemizin yasal olarak yasak olduğu göz önüne alınırsa, dört değil üç de diyebiliriz. Diğerleri içinse limitler şu şekilde:

Yerleşim yeri içerisi: 30km/s
Şehirlerarası Çift Yönlü Karayolları: 45km/s 
Bölünmüş yollar: 45km/s

Bisiklet Sürerken Dikkat Edelim Vol 1 – Şehir Sürücüleri

Öncelikle bu başlığı, yazıyı okuyanların da benim gibi “şehir içi sürücüleri” olduğu varsayımından yola çıkarak attım. Yani dağda bayırda değil de, bisikletini sürebileceği tek alanı asfalt zemin ya da muhtelif kaldırımlarla sınırlı olanlara gelsin bu yazı. Bana da gelsin yani. İlk olarak çok da araştırmaya gerek olmadan, biraz mantık yürüterek kendi kendimize alabileceğimiz önlemlerden bahsedelim. Tabi bunu yaparken de sizin de benim gibi bisikletle en son temasınızın çocukluğunuzda olduğunu varsayıyorum.



Şimdi, öncelikle daha az araba geçiyor diye bisikleti aldığımız gibi dar sokaklara girmek gibi bir hata yapmamak lazım bana kalırsa. Çünkü hem biz bisiklete hem de bisiklet bize alışana kadar bacaklarımız titreyecek belki, belki ellerimiz… Belki gözümüz sadece direksiyonda olacak, çevremizde olup bitenleri göremeyeceğiz. İlk tümsekte, ilk gireceğimiz küçük çukurda ya da yanımızdan geçen ilk arabadan hemen panik yapacağız, bu açık. Hele o panikle direksiyon hakimiyetini kaybedip kendimizi yanımızdan geçen arabanın altında, üstünde bulup yüzümüze lastik izi deseni işletebiliriz, aman diyim! (: Bir de Mark Twain’in bir sözü var ki evlerden ırak; “Bir bisiklet alın. Hayatta kalabilirseniz, pişman olmazsınız.” O sebeple daha erken yaşta bisiklet yoluna gitmemek için, daha park gibi, daha yürüyüş yolu gibi alanlarla işe başlamak en güvenlisi olacak sanırım.



Örneğin ben bir Kadıköy sakiniyim ve bu blog sayesinde yapacağım araştırmalarla alacağım doğru bisikleti, önce Moda sahile süreceğim. Sakin sakin, tin tin yürürüm oralarda. Gün gelecek kıta da değiştireceğim, biliyorum, eminim.


Ama şimdilik temkinli olmak en iyisi. En azından Twain’i haklı çıkarmak için…

19 Mart 2014 Çarşamba

Görüşmeyeli Nasıl Gidiyor?

Gözünüz biraz olsun yan taraftaki arşive kaydıysa amacıma ulaşmışım demektir. Sevmiyorum yeni açılan blogların içeriği “adım şu, burada yaşıyorum, şu yaştayım” içerikli “merhaba” yazılarını. Sonuçta insanlar buraya senin hayat hikayeni okumaya girmiyor değil mi? Bakıyor sitenin adına, neymiş bisiklet dünyası, tamam diyor burada aradığımı bulurum ve okuyor. Bu kadar.

Şimdi beni bir tarafa bırakalım, ne işinize yarayacak bu blog, onu anlatayım. Öncelikle “hey bisiklet tutkunları” diye seslenmiyorum size. Ben de sizin kadar amatörüm çünkü ve asıl olarak bu blogdan bisikletle ilişkisi ancak su bardağıyla lahmacunun ilişkisi kadar olanlara bir nevi “bisiklet dünyasına giriş” dersleri vermek (ne haddimeyse!) Bu dersler sırasında elbette ki bisiklet modellerine, bisiklet fiyatlarına, bisiklet markalarına kadar her şeyden bahsedeceğiz. Hatta yeri gelecek, bisikletimle yaptığım gezi yazılarını paylaşacağım sizinle. Fakat yine de bu blogda temel olarak benimsediğim felsefe aslında size ders verme adında kendime bir şeyler katmak. En iyi öğretmen, öğretmektir sonuçta değil mi? O halde başlayalım.




Ders 1: Bisiklete Giriş

Çok temelden alacağım. Dediğim gibi hem kendim hem de sizler için. Bisiklet nedir? En düz ve TRT Türkçesi ile yapılacak olan açıklaması; iki tekerlekli, pedallı, insan gücüyle ilerleyen bir ulaşım aracı şeklinde. Benim için olan tanımıysa, ayağınızı yerden çok da kesmeden, kendinizi gökyüzünde hissetmenizi sağlayan bir uçuş aracı. (: Olmadı mı? Bence oldu.

Bisikletin icadı konusunda, internetten yaptığım araştırmalar sonucunda hala muallak diyebilirim. Bu saatten sonra da birinin çıkıp “bisikleti ben icat ettim” diyecek hali olmadığını düşünürsek, yapacak çok da bir şeyimiz yok sanırım. Ama neredeyse günümüzde kullanılan her icadın prototipini defterine zamanında çizmesiyle meşhur Leonardo da Vinci burada da karşımıza çıkıyor. Kimi kaynaklara göre 1492 yılında karalamış defterine amcamız ilk bisikleti.
,



Bunun dışında bilinen ilk bisikletlerde, belki de şaşıracaksınız ama, ayağınız hala yere değiyor. Bunlara koşu arabası demeyi uygun görmüşler ve aslında haksız da sayılmazlar. Ardından Londralı bir amca çıkıp (ki adı Denis Johnson Von Drais’dir) bu aletin patentini alıyor sonra da 300 tane üretip adına “yaya at arabası” koymuş. O dönem insanlarının yaratıcılıkları gerçekten de fazla gelişmiş. (:




Yaya at arabalarının kullanım zorluklarından olsa gerek, ömrü 6 ay kadar sürmüş ve aradan 40 yıl geçtikten sonra başka bir amcamız, 3 ve 4 tekerlekli bisikletler üzerine çalışmalar yapmıştır.

Günümüzde kullanılan bisikletlere en yakın olanı ise, 1885 yılında İngiltere’de piyasaya sürülmüş olan bisikletlerdir. Ondan önce kullanılan yüksek tekerli bisikletler, insanda “bu ne yaa, şaka mı” hissiyatı uyandırdığından olsa gerek, 15 yıl içinde insanlar “akıl var mantık var” diyerek bisikleti günümüzdeki formuna kavuşturmayı başarmışlar.




Yarış bisikletlerinin akla gelmesi için ise 1885’in üzerine neredeyse 80 yıl kadar düşünülmesi gerekiyormuş.

Dağ bisikletleriyse ilk olarak ABD’de 1970’lerin ortasında çıkıyor…


Evet, bisikletin çok kısa tarihi bu şekilde.
Gelecek ders görüşürüz.

İyi sürüşler.